26 Ocak 2016 Salı

Şemsiye 47 ( Uzak Diyarlar Atlası)

Çok uzaklarda kalmıştı adın.
Bir sabah vakti gözlerim acırken ve demli  çayım soğurken beyaz komodinin üzerinde bir kere daha hayata geç kalışıma efkarlandım.
İç çektim.
Üzerimdeki ölü toprağına baktım.
Sanki her an içine çekiyordu beni.
Soğuk çaydan bir yudum aldım.
Lezzeti kaçtı sabahımın.
Dünya telaşlarının bir köşesinde öyle sessiz sedasız çile doldurdum.
Bir kütüphanenin en tozlu kitabında bir üfleyiş gerginliği ile yaşamaya koyuldum.
Eskileri severdim.
Siyah beyaz bir fotoğraf oldum.
Şimdi herkesten uzak ketum bir yalnızlığa baş koydum.
Bu adaletsiz dünyada hayallerime atılan düğümleri çözmek için yoruldum.
Ellerim titriyordu.
Düğümler birbirine giriyordu.
Gözlerim...
Alev almış yanıyordu.
Ab-ı hayatım neredeydi?
Yetişin diyorum, neredeydi kaybolan zamanım?
Gözlerim...
Güneşe bakarken yeşil, geleceğe bakarken ürkek.
Gözlerim diyorum ışığı nerede bulsa rengini ona veriyordu.

Şemsiye 85 ( Gökteki Sarı Balık 14)

YA TAHAMMÜL YA SEFER MUSTAFA KUTLU Tahammüllerimizle yaşıyoruz. Hayatımıza öyle yön veriyoruz. Tahammül etmediğimizde sefer kaçınılma...