5 Ağustos 2017 Cumartesi

Şemsiye 71 (Bir Adam Ve Bazı Evler)

Yine karanlık çökmeye başlamış güneş yavaş yavaş ufukta kayboluyordu. Ne zaman bir kadın eli değişmişti bu eve? Ne zaman gerçek yemek pişmişti mutfakta?
Her akşam aynı hüzün çöküyordu karanlıkla birlikte içine. Kalkmalı karnını doyuracak kadar pratik bir şeyler yapmalıydı. Yalnız yemek yemekten nefret ediyordu. Bir sese ihtiyacı vardı. Hemen karşısında bir eş bir dosta bir arkadaşa. Kendine yemek koyarken ona da koymak yesin diye ısrar etmek istiyordu. Yemezse darılırdı çünkü. Şimdi kime darılacaktı? Yalnızlığına mı?
Kalktı. Perdeyi araladı. Başka evlerin ışıkları yanıyor bacaları tütüyor gölgeler oradan oraya koşturuyordu. Onun gölgesi dahi onu takip etmiyordu.
"Şimdi bu saatte bazı evlerde sıcak sofralar kuruluyor" diye inledi. "Şimdi bu saatte bazı evler şenlik oluyor."
Nice zamandır kendi içinden kendi ile konuşuyordu. Sanki içine, o bedene hapsolmuştu. Tutsak benliği ile yaşamaya alışmış üzerine yapışan o "artık bir şey değişmeyecek" fikrinden arınamıyordu. Mutfağa yollandı. Dolabı açıp şöyle bir baktı. Yüzüne vuran serinlik biraz kendine getirdi onu. Ne yapmalıydı?  "Sebze yemeği yapsam uzun sürer. Çorba yapsam gerek yok. Makarna yemek istemiyorum. "
Kaşar peynir ve sucuğa uzandı. Tost yapacaktı. Çünkü tost basitti samimiydi lezzetli  ve tabi doyurucu. Ekmeğin arasına peynir ve sucuğu koyarken sanki dünyanın en önemli işini yapar gibi titiz davranıyordu. Hepsi eşit mesafede olmalı ekmeğin dışına taşmamalıydı. Ekmeğin üzerine bastırırken hayallere dalıyordu. Geçmişe gidiyor özlüyordu. Gelecek karanlıktı.  Tost hazırdı. Tabağa koyup terayağı ile yağladı.  Yanına ayran çıkardı.  Aynı hüzünle salona geçti. 'Şimdi bazı evlerde yemekler yenmiş çay faslına geçilmiştir" diye aklından geçirdi.
Bildiği fakat o an hatırından çıkardığı şey insanların kötü oluşuydu. Şimdi bazı evlerde bir adam yemeğin tuzu az salçası çok oldu diye karısının boğazını sıkıyordu. Beş çocuk bir evde üşüyor ve karınları aç kıvranıyordu. Bazı evler mutsuzdu. Bazı evler hüsran..
Bazı evlerde anne baba kavgasını duymamak için çocuklar kulaklarını tıkıyorlardı. Evler.. Ağlıyordu...

Hiç yorum yok:

Şemsiye 85 ( Gökteki Sarı Balık 14)

YA TAHAMMÜL YA SEFER MUSTAFA KUTLU Tahammüllerimizle yaşıyoruz. Hayatımıza öyle yön veriyoruz. Tahammül etmediğimizde sefer kaçınılma...