10 Ekim 2014 Cuma

Şemsiye 30 ( Çöl Çiçeği )

Bir çocuk boğulur mu babasının göz yaşında?
O boğuldu! Kurtaran olmadı.
Peki ya işlemediği suçun günahını üstlenir mi?
O üstlendi.
Daha küçücükken, elma ağacına kurulu salıncakta sallanırken...
Kızın Bahardı adı. O zamanlar hep uçma hayli ile daha hızlı sallanırdı. Fakat olmadı, başaramadı. " Meğer benim kanatlarım kırıkmış" dedi en sonunda. "  Öfkelendi. Bir yanı ölesiye özlerken diğer yanı asla affetmeyecekti.  Belki de bu yüzden suskun bir çocuk olmuştu. Hala bile korkuyordu kalabalıklarda konuşmaya Bahar. Çünkü o tek bir kalabalığa; babasına karşı yenik düşmüştü. Duyguları kekeme cümleleri suskundu. 
Siz bilir misiniz babanın göz yaşında boğulmak ne demektir, bir bayram sabahı? O size sımsıkı sarılırken sizin taş kesilip kalmanız? Bahar bilir. Tam da o anda atılıp da babasının kollarına saatlerce ağlamak istedi.İnsanlar çok acımasızlar. babasının hatalarını yüklediler ona ve kardeşlerine. Çocuklar masum olur değil mi? Yetişkinler suçlarını yüklemezler onlara? Hayır, tam da burada yanılıyorsunuz işte. Çiğ süt emdiklerini unutuyorsunuz insanların.  Babalar çınar ağacı gibidir. Ailesini gölgesinde koruyup kollar. Ama Bahar bunca yıldır çöllerde. Adı Bahar olmasına rağmen bir çöl hayatı yaşamak... Belki de buydu asıl zor olan... 
Bahar; bir çöl çiçeği...
Tek isteği biraz gölgeydi..
( Bir bayram sabahına ithafen...)






Yazıyla pek alakalı değil belki ama olsun..

Hiç yorum yok:

Şemsiye 85 ( Gökteki Sarı Balık 14)

YA TAHAMMÜL YA SEFER MUSTAFA KUTLU Tahammüllerimizle yaşıyoruz. Hayatımıza öyle yön veriyoruz. Tahammül etmediğimizde sefer kaçınılma...