6 Kasım 2014 Perşembe

Şemsiye 34 ( Aş(k)ûre ) ^_^

Bu yazıyı yazmama sebep olan şey; çevremdeki arkadaşlarımın sosyal medya başta olmak üzere her fırsatta aşure aşkıyla haykırışlarını dile getirmeleridir. :)  
Onları sevin. Çünkü  hepsi  bir kase aşure ile delicesine mutlu olabilecek  kadar masum gençlerdir. Annelerinden uzakta  ne zaman  takvimler Muharrem'in 10'unu gösterse işte  o zaman bir hüzün çöker hepsine. Boyunlarını büküp "Acaba bize de bir tas aşure ikram eden olur mu?" diye iç geçirirler. Komşuları onları ne zaman fark edecektir ya da bir camii cemaati ne zaman avlusunda aşure ikramı yapacaktır? :( 
Hz. Nuh'tan bu zamana gelen o eşsiz lezzet. Zıtlıkların birbiri ile yakaldığı o mükemmel uyum. Tarçın nar taneleri ve fındığın yarattığı  görsel şölen... Aşure! Sevap pointleri toplamak artık çok kolay. Etrafınıza dikkatlice bakın mutlaka aşureye susamış bir kaç genç bulacaksınız.

Aşkla kalın :)

08Kasım
Dipnot:
İnsan  bir şeyi halis duygularla istemeye görsün. Gerçekleşiyor cidden. Okulun yan tarafındaki bir evde oturan teyze koymuş tencereyi kapıya yakaladığını davet ediyor. Bizi de görmüş bulundu. Gitti, yedik. O kadar samimiydi ki bizden çok dua etti bize. Allah razı olsun dedik. Kabul olsun sadakası. İyi ki hala böyle insanlar var :)

Hiç yorum yok:

Şemsiye 85 ( Gökteki Sarı Balık 14)

YA TAHAMMÜL YA SEFER MUSTAFA KUTLU Tahammüllerimizle yaşıyoruz. Hayatımıza öyle yön veriyoruz. Tahammül etmediğimizde sefer kaçınılma...