"Şeytanın ve siyasetin şerrinden Allah'a sığınırım!”
Bediüzzaman Said Nursî
Yaklaşık 1.5 yıldır bu düstur üzere yaşıyorum. Karl Marx nasıl din afyondur diyorsa ben de siyasetin afyon olduğunu, insanların beyinlerini uyuşturduğunu düşünüyorum. İnsanlar siyasi liderlerini o kadar yüceltiyorlar ki onun hata yapamayacağını her daim iyi olduğuna inanıyorlar. Düşünmüyorlar akletmiyorlar. Hayır bir insan nasıl bu kadar körü körüne bağlanır anlayamıyorum. En yakın dostlar sırf siyasi görüş ayrılıkları yüzünden kanlı bıçaklı oluyorlar şayet birbirlerine saygıları yoksa.
Bir diğer mesele ise muhalefet. Muhalefetin yapması gereken çirkeflik değil hataları bulmak bunları düzeltmektir. Gördüğüm ise gürültü patırtının ortasında hakaret nidaları. Haberleri de izlemiyorum bu yüzden. Başımı ağrıtıyor çünkü. Çünkü moralimi bozuyor. Her kanal kendi görüşüne göre yansıtıyor birbirlerini kötülüyorlar.
Siyasete karşı mıyım? Tabi ki hayır. Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir devlet başkanıydı. Medine Şehir Devleti. Mekke'nin fethi sonrası müşrikler perişan olduklarını düşünürken Peygamberimiz onlara güvende olacaklarının teminatını vermiştir. Biraz siyer veya İslam tarihi okumuş iseniz müşriklerin eziyetlerini bilirsiniz. Tüm bunlara rağmen onları affetmiş bir başkandır Hz. Muhammed. Nasıl devlet başkanı olunur Peygamberimiz bunu bize bizzat gösteriyor. Şimdi ile kıyaslıyorum da başa gelenler karşıt görüştekileri bu kadar merhametle kucaklamazlardı. Ne zaman ki bu nitelikte bir devlet başkanı gelir o zaman siyasete sıcak bakarım. Öbür türlüsü güç.
Çok da İslami düşünmeyen topluluğu bir kenara bırakırsak mümin olarak yaşadığını iddia edenler birbirlerini tekfir etmekle meşguller. Yahu siz kardeştiniz hani? Hani birliktiniz? Bilmem ne parti oy veren kafir de siz en hakiki Müslümansınız. Bunca kaosun içinde birlik olmak varken bu şekilde ayrılın sevgili desinler diye yaşayan kardeşlerim. Çok ilgilisiniz ya siyesetle. Mısır, Filistin sizden soruluyor ya. Hani neredesiniz şimdi? Râbia nidalarınız nerede? Bir hocam şöyle demişti geçen yıl Mısır olayları patlak verince: "Slagonla aldatmaktır Râbia; görselle uyutmak. Bu dinin sekülerleşmesidir." Daha güzel anlatılamazdı da. Bir takım aksesuarlar satılıyor Râbia işaretleri ile bezeli. Bunlardan kazanılan parayla öldürülüyor Müslümanlar. Müslümanı Müslümanın parasıyla öldürmek. İsrail de Amerika da bunu yıllardır yapıyor. Ben tam bunları düşünürken bugün derste, Müslümanları bir kimyasal atık olarak gördüklerini kendi ülkelerinde dahi öldürmediklerini, ellerini bile sürmeden bizi bize öldürttüklerini söyledi hocamız. Ne kadar aciz bir durum. Biz de hâlâ aldığımız afyonla uyuyalım. İyi uykular sevgili Müminler!
Bediüzzaman Said Nursî
Yaklaşık 1.5 yıldır bu düstur üzere yaşıyorum. Karl Marx nasıl din afyondur diyorsa ben de siyasetin afyon olduğunu, insanların beyinlerini uyuşturduğunu düşünüyorum. İnsanlar siyasi liderlerini o kadar yüceltiyorlar ki onun hata yapamayacağını her daim iyi olduğuna inanıyorlar. Düşünmüyorlar akletmiyorlar. Hayır bir insan nasıl bu kadar körü körüne bağlanır anlayamıyorum. En yakın dostlar sırf siyasi görüş ayrılıkları yüzünden kanlı bıçaklı oluyorlar şayet birbirlerine saygıları yoksa.
Bir diğer mesele ise muhalefet. Muhalefetin yapması gereken çirkeflik değil hataları bulmak bunları düzeltmektir. Gördüğüm ise gürültü patırtının ortasında hakaret nidaları. Haberleri de izlemiyorum bu yüzden. Başımı ağrıtıyor çünkü. Çünkü moralimi bozuyor. Her kanal kendi görüşüne göre yansıtıyor birbirlerini kötülüyorlar.
Siyasete karşı mıyım? Tabi ki hayır. Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir devlet başkanıydı. Medine Şehir Devleti. Mekke'nin fethi sonrası müşrikler perişan olduklarını düşünürken Peygamberimiz onlara güvende olacaklarının teminatını vermiştir. Biraz siyer veya İslam tarihi okumuş iseniz müşriklerin eziyetlerini bilirsiniz. Tüm bunlara rağmen onları affetmiş bir başkandır Hz. Muhammed. Nasıl devlet başkanı olunur Peygamberimiz bunu bize bizzat gösteriyor. Şimdi ile kıyaslıyorum da başa gelenler karşıt görüştekileri bu kadar merhametle kucaklamazlardı. Ne zaman ki bu nitelikte bir devlet başkanı gelir o zaman siyasete sıcak bakarım. Öbür türlüsü güç.
Çok da İslami düşünmeyen topluluğu bir kenara bırakırsak mümin olarak yaşadığını iddia edenler birbirlerini tekfir etmekle meşguller. Yahu siz kardeştiniz hani? Hani birliktiniz? Bilmem ne parti oy veren kafir de siz en hakiki Müslümansınız. Bunca kaosun içinde birlik olmak varken bu şekilde ayrılın sevgili desinler diye yaşayan kardeşlerim. Çok ilgilisiniz ya siyesetle. Mısır, Filistin sizden soruluyor ya. Hani neredesiniz şimdi? Râbia nidalarınız nerede? Bir hocam şöyle demişti geçen yıl Mısır olayları patlak verince: "Slagonla aldatmaktır Râbia; görselle uyutmak. Bu dinin sekülerleşmesidir." Daha güzel anlatılamazdı da. Bir takım aksesuarlar satılıyor Râbia işaretleri ile bezeli. Bunlardan kazanılan parayla öldürülüyor Müslümanlar. Müslümanı Müslümanın parasıyla öldürmek. İsrail de Amerika da bunu yıllardır yapıyor. Ben tam bunları düşünürken bugün derste, Müslümanları bir kimyasal atık olarak gördüklerini kendi ülkelerinde dahi öldürmediklerini, ellerini bile sürmeden bizi bize öldürttüklerini söyledi hocamız. Ne kadar aciz bir durum. Biz de hâlâ aldığımız afyonla uyuyalım. İyi uykular sevgili Müminler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder