Sıradanlığımın ve eve kapanışlarımın ağırlığını taşıdım
omuzlarımda, yıllarca.
İçimi uzak şehirlere taşıdım, yen bir hayat kurmak adına.
Çocukluğumun nefretini sardunyalara hediye ettim, kurudular.
Çok zor değildi bir çocuğun başını okşamak.
Saçlarıma dokunduklarında ise bir
kış indi tepemden aşağı.
Üşüdüm.
Bir sobanın dumanında göz bebeklerimi yakarak ısındım.
Belki
görmezdim haksızlıkları...
Sesim kısıldı bir piknik alanında.
Sesim sineme gömüldü.
Papatya fallarına inandım taç yapmak yerine.
"Sevmek" bir papatyaya sığınmıştı. " Sevmiyor"lara kandım.
Şimdi dertlerin beni boğduğu bir şehirde avuç içimdeki
çizgilerimden bir resim yapmaya çalışıyorum. Sağ avucumdan güneş çıkıyor.
Diğer
avucumdan bir nehir iniyor dağların arasından.
Bir kuş uçuyor, kanatlarına
yağmurlar yağmış.
Bir kuş teselli ediyor
beni sanki.
- Her şey iyi olacak!
Her şey iyi mi olacak?
19 Ekim 2015
* Silindi diye üzüldüğüm bir yazı idi, hiç beklemediğim bir anda çıkıverdi karşıma...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder