12 Ocak 2018 Cuma

Şemsiye 75 ( Gökteki Sarı Balık 4 )

GÜN OLUR ASRA BEDEL
CENGİZ AYTMATOV
Öyle bir gün ki bozkırın ortasında dört mevsim aynı anda yaşanıyor. Yedigey’in zihninden geçenler kalbine düşüyor. Kimi zaman bir kar tanesi oluyor, kimi zaman yağmur damlası… Bazen bir bozkır çiçeği. Kitabı okuyorsunuz ama normal bir okumak değil bu. Tren sesleri kulaklarınızda çınlıyor. Hani şu Boranlı ’da öylece gelip giden trenler. Mevsimler geçiyor kış geliyor. Kitabın sayfalarını tutarken parmaklarınız buz tutuyor. Bunların hepsi sadece bir günde oluyor. Bunlar olurken bir takım efsanelere şahit oluyorsunuz. Mankurtları düşünüp aslında günümüzde de köleleşmiş ne de çok insan var diye iç çekiyorsunuz. Ardından omzunuza beyaz bir kuş konuyor. Dönenbay kuşu…
Gün boyunca o asi çılgın devenin; Karanar’ın üzerinde yolculuk yapıyorsunuz Yedigey ile birlikte. Bakıyorsunuz ki komünizm yüzünden masumlar ölmüş. Bir bozkırın en kuytusunda bir rejim uğruna acılar çekilmiş. Tekrar baktığınızda aynı rejimin yıkılışına şahit oluyorsunuz. Sanki zaman tünelinde yolculuk ediyormuş gibi bir his… Geçmişin efsanelerinden sonra geleceğin bilimkurgusuna adım atıyorsunuz. Orman-Göğüslü Gezegeni işte kendinizi bir anda uzay-üstü bir yerde bulursunuz. Aytmatov öyle ustaca sunmuştur ki bize. İnsan gerçekten böyle bir gezegenin olmasını ümit etmeye başlıyor. Oysa bu gezegen yıllarca Rus esareti altında yaşayan Kırgızların hak ettiği bir yerdir. Yaşayacaklarsa artık bunun gibi bir yerde yaşamalıdırlar. Ve tabi böyle bir coğrafya için çaba harcamak… Derin bir nefes alın ve kendinizi uçsuz bucaksız Sarı-Özek bozkırına bırakın. “Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir, gider gelirdi… “
Çorlu-TEKİRDAĞ
Kasım/2015

                         

Hiç yorum yok:

Şemsiye 85 ( Gökteki Sarı Balık 14)

YA TAHAMMÜL YA SEFER MUSTAFA KUTLU Tahammüllerimizle yaşıyoruz. Hayatımıza öyle yön veriyoruz. Tahammül etmediğimizde sefer kaçınılma...