UZUN HİKÂYE
MUSTAFA KUTLU
“Babam Münire’yi kaçırmış ben de Feride’yi kaçırayım bir uzun hikâye
olsun.”
Hikâyenin hakiki uzunluğu ile insanda uyandırdığı uzunluk ters
orantılı. Kitap hiç bitmesin istiyor okuyan. Mustafa Kutlu hikâyeyi yarıda
bırakıp zihnimizde tamamlamamızı istemiş. Ali’nin hikâyesini o anlatmış, oğlu
Mustafa’nınkini bize bırakmış. Bir Kasım ayında içim ısındı adeta. Ali ile
Münire’nin sevdasına imrendim. O huzurlu aileye, baba-oğul ilişkisine… Aşk,
fedakarlık, dostluk. İçinden tren geçen kitaplar vardır. İşte bu sefer tren
içinden değil tam da ortasından geçmiş sayfaların. Vagon bir evde yaşamanın
güzelliği. Sanırım onu hiç unutmayacağım. Altını hiç çizmedim satırların. Çünkü
tüm hikâyeyi zaten çok sevdim. Daha da güzel olsun derseniz şöyle eskilerden
bir şeyler dinleyin. Neşet Ertaş, Özdemir Erdoğan, Ayla Dikmen…
Kitabı okuduktan sonra mutlaka filmini de izleyin. Kenan
İmirzalıoğlu ve Tuğçe Kazaz başrolde. Normalde ne zaman bir kitap film olsa bir
şeyler eksiliyor kitaptan. Fakat bu sefer öyle olmamış. Filmi de en az kitap
kadar aynı tadı veriyor… Filmden birkaç kareyi hemen aşağıda paylaşıyorum:
Adapazarı-SAKARYA
Kasım/2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder