POSTA
KUTUSUNDAKİ MIZIKA
A.ALİ URAL
Unutulan
bir mektubun kefaretiymiş Posta Kutusundaki Mızıka.
Belki
unutmadım ama yazmak isteyip de yazamadığım çok mektup var. Yazılamayan
mektuplara da gerekir mi kefaret? Altmış bir gözyaşı, altmış bir vuslat, altmış
bir şehir kafi gelir mi? Her şehire bir mektup, her mektuba bir gözyaşı, her
gözyaşına bir vuslat sahi yeter mi?
Sevgili
Dost diye başlıyor kitap ve Sevgili Dost diye bitiyor. Dostluk sevgiyle
yoğruluyor. Dost bildiğim kim varsa, işte bu kitapta karşıma çıkıyor.
Kapağındaki kuşun kanatlarına binip her dostumu ayrı ayrı ziyaret ediyorum. Bir
ağustos sıcağında selam ediyorum hepsine, güneş ellerimde.
“Sevgili Dost,
Üzüntü kalbe inemiyor, kalp
buğzedemiyor.”
“Sevgili Dost,
Kalbimi alıp uzaklara gitmek
istiyorum.”
“Sevgili Dost,
Merhameti gördün mü?”
“Sevgili Dost,
Yalnızlığın bana yakıştığını
söylüyorlar. İyi duruyormuş üzerimde; renkleri sade ve uyumluymuş. Dikimi
kusursuzmuş. Bu mahir terzinin adını öğrenmek istiyorlar söyler miyim hiç!
Konfeksiyon yalnızlıklar ne güne duruyor. Söyler miyim hiç?
Silivri- İSTANBUL
Ağustos/2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder