15 Nisan 2014 Salı

Şemsiye 12 ( Aşk'ın Çözümlemesi )

        Ateş böcekleri geceleri aydınlattığı ışıklarını güneşten alırmış. Başka kim uçsa güneşe, kanatları yanarmış. Ateş böcekleri ise aşka uçarmış. Yanmak kimin umurunda?
Artık ateş böcekleri yok eskisi gibi... Aşklar da yok... Ateş böcekleri tükendiği için mi artık aşklar da tükeniyor? Ya da günümüzde çok mu fazla kalpsiz insan var...
Açık uçlu sorularım başa bela. Aşk arapça sarmaşık demekmiş. Sardığı şeyi öldürürmüş ağu misali. Sahi ağuyu bilir misiniz? Zehir demek. Bitkisi de var hatta kırmızı çok güzel zehirli meyveleri olan. Değse cildinize yakıp kavurur. Kaşıntıdan ölmek istersiniz.. Işte aşk da böyle görünüşe aldanmamak lazım. Hoştur güzeldir. Lakin insanın yüreğine kor düşürür... 
Peygamber Efendimiz'in(Sallallahu Aleyhi Vesellem) aşkı hep kördüğümdü Hz. Âişe'ye. Şimdilerin aşkları aşıkların boyunlarında urgan. Hepsine intihar süsü verilmiş... Aşka besmele çekiyorsan arkadaş, öyle ardından beyhude sözler etmeyeceksin. sarmasığı sulayacaksın yönünü kendin belirleyeceksin ki harama sapmasın, zehirlere bulaşmasın...
          Beton yığınlarına karışmışız. Gökyüzünü göremiyoruz. Küçükken abimle inekleri otlatmaya giderdik. Oraya, yeşil fındık dallarının hemen altına uzanır kollarımızdan yastık yapıp gökyüzünü seyre dalardık. Bulutları bir şeylere benzetirdik. Mutluluk buydu... "Durma göğe bakalım" diyor ya Turgut Uyar. Son günlerde her yerde rastlıyorum bu dizeye... Gökyüzünü bulamayanlar ne yapmalı.. Sevdiğini karşısına alıp yüreğini gök saymalı..

            Bu arada martılar nasıl var mı onlardan bir haber?

 12 Şubat 2014

zifiRi


Hiç yorum yok:

Şemsiye 85 ( Gökteki Sarı Balık 14)

YA TAHAMMÜL YA SEFER MUSTAFA KUTLU Tahammüllerimizle yaşıyoruz. Hayatımıza öyle yön veriyoruz. Tahammül etmediğimizde sefer kaçınılma...