Zaman ne garip bir olgu… İnsanlar geliyor
dünyaya… Ağlıyorlar. Oynuyorlar. Okuyorlar. Geziyorlar. Kızıyorlar. Aşık
oluyorlar. Okuyorlar. Aşkları için mücadele edip acı çekiyorlar. Ağlıyorlar.
Gülüyorlar. Evleniyorlar. Çocukları oluyor. Bir müddet sonra sıkılıyorlar. Çok
çalışıyorlar. Zengin oluyorlar. Tekrar evleniyorlar. Yiyorlar içiyorlar.
İzliyorlar. İmreniyorlar. Nefret ediyorlar. İnsanlar her şeyi düşünüp
hissediyorlar. Acı çekip çektiriyorlar. Çok çabuk unutup hayata devam
edebiliyorlar. Yaşlanıyorlar. Hak ettiklerini bulup ektiklerini biçiyorlar.
Yalnız kalıyorlar bazen. Ağlıyorlar. Ölüyorlar…
İnsanların bu kadar çabuk unutması da çok
garip be günlük. Nasıl olur? Nasıl unutulur? Hoş insan kalu belada Rabbine evet
dediğini unutmuşken şu fani hayattaki şeyleri neden unutmasın?
Ben bu konuya nasıl geldim? Neyse diyecektim
ki aslında Facebook ne hale geldi ya da insanları ne hale getirdi? Bundan beş sene önceydi. Henüz kimse
Facebook’u tam olarak kullanamıyordu. Ne düşünüyorsun kısmına aradığı insanın
adını yazıp rezil olanlar vardı. Daha sonra yavaş yavaş vesikalık fotoğraflı
hesaplar türemeye başladı. Önüne geçilemiyordu. Altmış yaşındaki amca torunu
yaşındaki kıza mesaj atıyordu. (itiraf ediyorum o kız benim :/ ) Başka bir adam
Facebook kullanan karısını kıskanıp otuz beş yerinden bıçaklayıp kaçıyordu. Bir
ara bunalımdaki ergenler boy gösterdi. Tüm acıklı aşk şarkıları onlar için
yazılmıştı sanki. Birbirlerini etiketleyip ağlaşıyorlardı. Gün geldi “for
istiyorum genşler” diye bir akım çıktı meydana. Resimlerini paylaşıp “adımı yaz
for istiyorum!” gibi sözler sarf ediyorlardı.
Hey gidi günler hey. Artık o günler çok geride
kaldı. Şimdilerde çevrim içi olmayıp sadece günlük dedikodulardan kim kiminle
evlenmiş nereye gitmiş vesairelerden haberdar olmak için açıyorlar hesaplarını…
Bunu da tükettiler. Bozdular. Saptırdılar.
Rahat olsunlar!
Ne diyordum zaman garip bir olgu... Dünya
geliyor insanlara... Ve kalmıyor geriye hiçbir şey..
09 Aralık 2012
ZifiRi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder