15 Nisan 2014 Salı

Şemsiye 2 ( Zaman Demişken )

Zaman ne garip bir olgu… İnsanlar geliyor dünyaya… Ağlıyorlar. Oynuyorlar. Okuyorlar. Geziyorlar. Kızıyorlar. Aşık oluyorlar. Okuyorlar. Aşkları için mücadele edip acı çekiyorlar. Ağlıyorlar. Gülüyorlar. Evleniyorlar. Çocukları oluyor. Bir müddet sonra sıkılıyorlar. Çok çalışıyorlar. Zengin oluyorlar. Tekrar evleniyorlar. Yiyorlar içiyorlar. İzliyorlar. İmreniyorlar. Nefret ediyorlar. İnsanlar her şeyi düşünüp hissediyorlar. Acı çekip çektiriyorlar. Çok çabuk unutup hayata devam edebiliyorlar. Yaşlanıyorlar. Hak ettiklerini bulup ektiklerini biçiyorlar. Yalnız kalıyorlar bazen. Ağlıyorlar. Ölüyorlar…
İnsanların bu kadar çabuk unutması da çok garip be günlük. Nasıl olur? Nasıl unutulur? Hoş insan kalu belada Rabbine evet dediğini unutmuşken şu fani hayattaki şeyleri neden unutmasın?
Ben bu konuya nasıl geldim? Neyse diyecektim ki aslında Facebook ne hale geldi ya da insanları ne hale getirdi? Bundan beş sene önceydi. Henüz kimse Facebook’u tam olarak kullanamıyordu. Ne düşünüyorsun kısmına aradığı insanın adını yazıp rezil olanlar vardı. Daha sonra yavaş yavaş vesikalık fotoğraflı hesaplar türemeye başladı. Önüne geçilemiyordu. Altmış yaşındaki amca torunu yaşındaki kıza mesaj atıyordu. (itiraf ediyorum o kız benim :/ ) Başka bir adam Facebook kullanan karısını kıskanıp otuz beş yerinden bıçaklayıp kaçıyordu. Bir ara bunalımdaki ergenler boy gösterdi. Tüm acıklı aşk şarkıları onlar için yazılmıştı sanki. Birbirlerini etiketleyip ağlaşıyorlardı. Gün geldi “for istiyorum genşler” diye bir akım çıktı meydana. Resimlerini paylaşıp “adımı yaz for istiyorum!” gibi sözler sarf ediyorlardı.
Hey gidi günler hey. Artık o günler çok geride kaldı. Şimdilerde çevrim içi olmayıp sadece günlük dedikodulardan kim kiminle evlenmiş nereye gitmiş vesairelerden haberdar olmak için açıyorlar hesaplarını…
Bunu da tükettiler. Bozdular. Saptırdılar. Rahat olsunlar!
Ne diyordum zaman garip bir olgu... Dünya geliyor insanlara... Ve kalmıyor geriye hiçbir şey..

09 Aralık 2012

ZifiRi

Hiç yorum yok:

Şemsiye 85 ( Gökteki Sarı Balık 14)

YA TAHAMMÜL YA SEFER MUSTAFA KUTLU Tahammüllerimizle yaşıyoruz. Hayatımıza öyle yön veriyoruz. Tahammül etmediğimizde sefer kaçınılma...