Bugün… Doğmuşum bugün… İyi ki mi doğmuşum yoksa
keşke doğmasa mıymışım? Kim bilir…
Bir şey fark etmedi sanki. Ben yine aynı ben. Sadece sol yanağıma bir
çentik daha attı hayat. Ömrümden bir yıl daha çaldı. Geçen sene bugün yine
hayat telaşıyla geçmişti. Uyudum uyandım. Üfledim mumları, söndürdüm 20.
Yaşımı. El salladım gülerek. Hoşça kal dün dedim. Hoşça kal Ben! Çok sevdiğim
vardı. Yalnızca bir kısmı yanımdaydı.
Gerisi uzak!
Pastamın üzerinde ışıldayan 3 tane mumun ışıklarında bir şeyler çarptı
gözüme geçmişten.
Bayatlamış ilişkileri gördüm.
Çirkeflikler, çirkinlikler… Dostları gördüm. Ailemi… Annemi babamı abimi
büyüyen ama gözümde hala küçük kardeşimi. Ailemize katılmak için her geçen gün
biraz daha büyüyen o minik bebişi… Geçmişin ışıklarında az çok geleceği de
gördüm. Her sene o kadar çok şey değişiyor ki hayatımda günlük. Bazen alt üst
olurken hayallerim bazen her şey muhteşem gidiyor. Bazen çok kızıyorum herkese.
Bazen çok seviyorum. Canımdan çok sevdiğim insanlar oluyor. Kimseyle
paylaşamadığım… Bir de ne kadar uğraşsam da içimin ısınmadığı…
Okul… Okul çok şeydi benim için. Çok şey öğrenecektim. 3. Senede
anladım ki bazılarının ego tatmininden başka bir şey değilmiş. Çıkarcılıktan
haksızlığın diz boyu olmasından… Herkesin yüksek not için kendini
parçalamasından. Etüt odası- Ben- rahatsız bir sandalye ve yine rahatsız
kalptan ibaret oluyor hayatım. Evet, koca bir sene tam da böyle geçiyor. Artık
kitap okumak istiyorum. Bu yeni yaşımda günlük, kitap yazmak istiyorum. Sınav
ve ödevlerle boğuşmaktan yoruldum. Ben eleştirebilmek, sorgulamak, tartışmak
istiyorum. Ben koyun gibi o sıralarda oturup dinlemek istemiyorum.
Yurt… Her şey iyi hoş bazen. Ama haksızlık burada da var. Yan odanın
gürültüsünden bıktım usandım. İnsanlarda neden anlayış yok? İnsanlar neden
çevresini düşünmüyor? Yemekler neden
hala kötü? Ben sevmiyorum mesela tabağımda aynı anda yoğurt makarna ve tavuk
olmasını. Ama neden almak zorundayım ki hepsini tabağıma? Neden hayatım zaten
bu kadar karışıkken bir de yemeğimi karıştırayım? Anlayamıyorum gerçekten…
Doğdum. Çocuktum.
Koştum, koştum büyüdüm. Yine büyüdüm. Artık yürüyorum hayallerime. Zamanı
değiştirme şansım olsaydı. Bir şeyleri
ileri ya da geri alma.
Gelecekteki birilerini çok özledim. O yüzden istiyorum bazen 21,22,23
… olmayı.
Geçmişte birilerini çok
özledim. Yaşanılan onca güzel şeyi. Hayatın yıpratması olmaksızın. Onulmaz
yaralar açılmaksızın… Vedalar; onlarca vedalar olmaksızın. Her seferinde
yaslayıp otobüs camına başı ağlamaksızın…
Bir zamanda bir şeyleri, birilerini çok özledim…
zifiRi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder